Türkiye’de en çok görülen hastalıklar ve görülme sıklıkları yazı dizisi-6-Şeker Hastalığı
Şeker hastalığı adıyla tanınan diyabet, kanda yüksek miktarlarda şeker olması durumudur ve kronik olarak hayat boyu süren bir hastalıktır. Sağlıklı bir metabolizmada besinler bağırsaklarda parçalanarak, glikoza dönüştürülür. Bu glikoz, hücrelerde yakıt olarak kullanılır. Hücrelere bağırsaklardan emilimiyle kan yolu ile taşınır. Şekerli besinler yenildiğinde, kandaki şeker miktarında artış olur. Pankreas bir salgı bezidir ve insülin hormonunu salgılar. İnsülin doğrudan kana karışarak, kandaki glikozu hücrelere taşımakla yükümlüdür. İnsülinin eksikliği ya da kalitesindeki düşüş sebebiyle, kandaki şeker miktarı artış gösterir. Bu durumun süreklilik göstermesi durumuna, Şeker hastalığı denilmektedir. Bu hastalık eğer tedbir alınmaz ise, organlara kalıcı hasarlar verir. Diyabet, hastalığı literatürde iki şekilde adlandırılır ve iki hastalığında ana sebebi pankreastır.
Diyabet tip I olarak adlandırılan hastalık, en fazla çocuklar ve gençlerde görülür. Tip I diyabet, pankreasın insülin üretmemesi ya da yetersiz miktarda üretmesi ile oluşmaktadır. İnsülin hormonunun yetersizliği sebebiyle, kandaki şeker miktarı sürekli olarak ciddi artış halindedir. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemektedir ancak, bağışıklık sistemi sebebiyle olduğu düşünülmektedir. Bu da çocuklarda düzenli beslenmenin önemini ortaya koymaktadır. Tedavi olarak, günlük yeteli miktarda harici insülin hormonu alınması gerekir. Türkiye’de en çok görülen hastalıklar ve görülme sıklıkları olarak şeker hastalığı %32,8’lik oranı ile ilk sırada yer almaktadır. Ancak tip I diyabet tüm şeker hastalıklarının %5-10 gibi bir kısmına denk gelmektedir.
Diyabet tip II olarak adlandırılan hastalık ise tüm diyabetik hastalıkların yaklaşık %90’ı gibi büyük bir oranına denk gelmektedir. Tip II diyabet, obezite, genetik ve fiziksel aktivitesizlik sebepleriyle oluştuğu düşünmektedir. Bu şeker hastalığı türünde, hücreler insüline doğru şekilde cevap vermezler. Bunun sebebi insülinin kalitesizliği ya da yağ hücrelerinin fazlalığıdır. Hastalık sinsi şekilde ilerler ve ilk başlamasından 5-6 yıl kadar sonra, ciddi boyutlara ulaşabilir. En büyük belirtisi kilo alımı ve bel bölgesindeki yağlanmadır. Genellikle 40 yaştan sonra yapılan testlerde, artık rahatlıkla tanı koyulabilecek hale gelmektedir. Ve oldukça yaygındır.
